KURUMSAL
SON DUYURULAR

Başkanımız Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt'tan Mersin Gazeteciler Cemiyeti'ne Eğitim
03 Mayıs 2025
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun
01 Mayıs 2025
Uluslararası Akademi Dergisi Haziran Sayısı İçin Makale Kabulü Devam Ediyor
25 Nisan 2025
Uluslararası Akademi Dergisi Yayın Tarihinde Değişiklik Duyurusu
25 Nisan 2025
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun!
23 Nisan 2025
Türkiye, Suriye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat-muhaberat üst düzey mevkidaşlarının katılımıyla 28 Aralık 2022 tarihinde Moskova’da düzenlenen toplantı sonrası ufukta görünen Dışişleri Bakanlarının katılımıyla üçlü toplantının adresinin yine Moskova olacağı ayan beyan ortaya çıkmış durumdadır. Ancak Rus Savunma Bakanlığı sığınmacı ve terör örgütleriyle mücadelenin ele alındığı üçlü toplantıda tarafların terör örgütleri sınıflandırması zıtlık içinde olduğu bilgisini de paylaşmıştır. Ankara Suriye PeKaKasını yani PYD/YPG’ye DAİŞ’i eklerken, Şam için terör örgütleri Türkiye’nin desteklediği gruplar olarak bir zıtlığı barındırmaktadır. Rusya ise Astana ve Cenevre süreçlerini kabul edenleri ‘makul’ sayma eğiliminde olsa dahi bunların bile 'fiilen yok edilecek' listesinde olduğunu her vesile ile vurgulamaktadır. Ancak her şeye karşın, Suriye iç savaşının başlamasından bu yana yapılan bu en üst düzeydeki temas bir planlama rehberine göre bir yol haritasının nihayet ortaya konulabildiğini göstermesi diyaloğun önemini tekrardan ortaya koymaktadır. Gerçekten de adım adım bu yol haritasının yürürlüğe konulması başta Suriyeli sığınmacılar olmak üzere kalpleri Suriye ile atan yüreklere az da olsa bir su serpmiştir. Ancak o kadar çok acaba vardır ki, bunlar yürekleri dağlamaktadır. Şimdilerde Türkiye’deki muhalif medyanın ısrarla üzerinde durduğu gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu oluşumda yer alması, bir ‘U’ dönüşü olarak düşünülebilir ya da telakki edilebilir mi? Bence hayır. Ancak unutmayalım, başkent Şam’da iç savaşa girişten günümüze kadar ülkenin başına gelen felaketten birinci derecede Erdoğan’ı sorumlu tutan güdümlü bir kamuoyunun olduğunu da bir yerlere not etmekte yarar var sanırım. Aynı şekilde bu ‘U’ dönüşü yaftası Rejim lideri Beşar Esad’a da yapıştırılabilir mi? Bence bunun da yanlış bir tutum olduğunu söyleyebilirim. Ama gelin görün ki, başta bilinen medya her ne pahasına olursa olsun Beşar’ın böyle bir işe tevessül etmemesi için duraksatma salvolarını nereye koymak gerekir? Erdoğan’la yapılacak görüşmenin seçimi etkileyebileceği varsayımından hareketle, iktidara gelindiği takdirde Suriye’nin tazminat dâhil tüm taleplerinin karşılanacağı, güvenlikli bölgelerde bulunan Türk askerlerinin çekileceği, ama yeter ki Erdoğan’la görüşülmemesi çağrısı bunun en tipik emaresidir.
Yazının tamamını okumak için lütfen tıklayınız.