CORPORATE
LATEST ANNOUNCEMENTS

Article Submission for the June Issue of the International Academy Journal is Ongoing
25 April 2025
Announcement of Change in the Publishing Schedule of the International Journal of Academy
25 April 2025
Happy April 23rd National Sovereignty and Children's Day!
23 April 2025
Our Secretary General, Dr. Ayhan Cankut, Participated as a Chorist in the "Turkey Culture Road Festival"
06 April 2025
Blessed Ramadan Feast (Eid al-Fitr)
30 March 2025
Prof. Dr. Esat ARSLAN Yazarın Tüm Yazıları
Esat Arslan, İstanbul’da 15 Nisan 1947 tarihinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da; yükseköğrenimini Ankara’da tamamlayan Esat Arslan, Savunma Bilimleri, Kamu Yönetimi dallarında yüksek lisans; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi dalında doktorasını ise...
Mao’nun güzel betimlemesiyle ‘Kâğıttan Kaplan ABD’nin RF karşısına niçin çıkamadığını anlatmaya çalışacağım da bu konuda ikinci tespitim ondan da çarpıcı. Soruyu bir de şöyle sormak lazım, “ABD RF’nin karşısına hiç çıkmadı ki şimdi neden çıksın?” ABD ile RF ortak tarihlerinin hiçbir evresinde kendi topraklarında hiç karşı karşıya gelmemişler, buna da özel önem ve özen göstermişlerdir. Ancak bu demek değildir ki başka coğrafyalarda da böyle olmuştur. Buna verilecek yanıt kocaman bir hayırdır. Evet, evet karşı karşıya gelmişlerdir, Kore’de, Afganistan’da açıkça vekalet savaşlarına da girişmişlerdir. Unutmayalım, Temmuz 1945’teki Potsdam Konferansı iki kutupluluğun, dünyayı ikiye bölmenin bir çıkış noktasını, zeminini oluşturmuştur. Hem de aralarında sınırlar da enlem çizgilerine göre oluşmuştur. Bunun en tipik örneği Kore’dir. Kore toprakları 38. enlem çizgisi ile ikiye ayrılmış ve bu çizginin kuzeyi Sovyet, güneyi de ABD askerî harekât alanı olarak kabul edilmiştir. Unutmayalım, Rus stratejik aklı, krizleri fırsata çevirmede mahir olduğu kadar topraklarını büyütmede son derece yeteneklidir. ABD’nin Hiroşhima ve Nagasaki’ye atom bombası atmasından sonra Sovyetler Birliği de hemen Japonya’ya savaş ilan edip, Kuzey Kore’ye girmiş ve 38. enlem çizgisine kadar ilerlemiştir. Böylece Kore, savaşın sonunda, kuzeyi Sovyetler Birliği, güneyi ABD işgali altında olmak üzere fiilen ikiye bölünmüştür. Kuzey Kore, Güney Kore’nin hikayesi budur. İsterseniz bir çıkarımda bulunalım. Ukrayna da günümüzün potansiyel bir Kore’sidir.
Yazının tamamını okumak için lütfen tıklayınız.